31 Mayıs 2012 Perşembe

Kızarmış Ekmek Kokusu

İlk adımlarını atmaya başlayan çocuk sıcak sobaya dokunduğunda ve yandığında o pamuk elleri, bilir bir daha dokunulmayacağını… Senin alev tenine dokunduğumda da yandı ellerim ama aldırmadım…Oysa ilk adımlarımla beraber öğrenmiştim bir daha dokunulmayacağını ama… Avuçlarımla beraber tüm içliğim yanarken teninde ve sen tanıdık sesler çıkarırken kulaklarım oyalansın diye ben nedendir bilinmez geri adımlarımı saymaya çalışıyordum. Annemin haroşe örgüleri gibi iki ters bir düz… Tek fark iki ters yerine iki geri , bir düz yerine bir ileri…Teninle ördüğüm kazağı giydim bedenime yanıklarıma aldırmadan… Ceplerimden taşmaya başladı “oysa” lar… Oysa uzuvlarım eksikti senden önce ve sana her uzanışımda daha da uzaklaşıyordun yarım koluma gülerek… Geri adımlarımı saymaya devam ettim çolak ayaklarıma inat… Bir,iki,sen,üç,dört,sen,beş,altı,sen… Anımsadım; susmalıyım… Çıkardığın sesleri susturmak içindi saçmalıklarım.Ama beceriksizliğimi vuruyor suratıma şimdi de teninin sıcaklığı..Cebimden bir “oysa” daha düştü şimdi. Oysa ihtimalleri çoğaltabilirdik seninle..Tesadüfleri de…Ama istemedin, onun yerine çocukluğumdan kalma en masum anılarımı topladın etrafına. Kızarttığın ekmeğin kokusu kadar huzurlusun şimdi biliyorum. Ekmekle beraber bendeki seni de kızartıyorsun aldırış etmeden… Kokusu tüm genzimi yakıyor,gözlerimden akıyorsun ses etmiyorum…Dedim ya susmalıyım…Bak yine bir “oysa” düştü… Sana yaranmaya çalışan beynim o çok sevdiğin oksimoronları sıralıyor peşpeşe… Sessiz çığlıklar atabilir,gözyaşlarımla kahkahalar atabilir hatta sadece durarak sana koşabilirdi bu kalbim. Ama sadece sustum… Genzimde bıraktığın yanık ekmek kokusuyla sustum ben… Kazağı çıkardım,yanık tenime merhem aradım başka bedenlerde. İyileşme dönemimde yapılan kahvaltılarda hiç kızarmış ekmek yemedim. Genzimde dolmuş o kokuyla izledim yeni sevgililerimin kızarmış ekmeğine tereyağı sürüşünü… Gözüme bir şey kaçtı dediğimde gözlerimden akan seni sildiler tereyağının ekmekte eridiği gibi sende eridiğimi bilmeden…