17 Şubat 2012 Cuma

Pazar Kahvaltıları...



Pazar kahvaltılarımız vardı seninle;sabah mahmurluğuyla yapılan günaydın seksinden sonra gittiğimiz...
İki çatal peynir arası okuduğumuz gazeteler ve kahveden ıslanmış dudaklarımızla bezediğimiz kahvaltılar.Cihangir'in Pazar güneşi yüzümüze vurdukça ona inat yüzümüzü dönerdik bilmem kaç dolara aldığımız marka gözlüklerimizle...
Sahanda yumurtalar geldiğinde sen patlatmak isterdin ekmeğinle,o sarı lav dolu yumurta tepeciklerini.O yumurtayı patlatıp ekmeğine akıttığın gibi akıttın aramızdaki herşeyi.Usul usul ama bir o kadar da derine.Eğer haşlanmış katı yumurta istemişsek,kiminki önce kırılıcak oynardık kabuklarını birbirine toslayarak.BİZ i de o yumurta kabukları gibi çatlatıp kırdığımızı bilseydik bu kadar güleç oynayabilir miydik bu oyunu?
Birgün öğle güneşine kadar uzattığımız bir kahvaltının ardından balık almak istemiştik akşamki rakımız gözyaşı dökmesin diye.Balıkların yanındaki yeşillik tezgahlarına ilişmişti gözüm.Pörsümüşve içi geçmiş maydanozları,rokaları görünce ilişkimize benzetmiştim.Oysa ne umutlarla çıkmıştık bu yola.Yürüdük,yürüdükçe çürüdük be sevdiğim..
Bazen bir cümle ağızdan çıktıktan sonra öylesine büyür ki,üç yalnışın bir doğruyu götürdüğü ilişki sınavında birçok doğruyu bir anda yutabilir.Aramızdaki duvarı başka bedenlerin cazibeleriyle ördük biz.Her beden bir tuğla,her tuğla bir büyüyen cümle..
Balıklarımızı pişirdik,rakılarımızı bıraktık bardaktaki buzla dansına.sohbeti buladık rakı beyazına.Yüzüne baktım ve "Biz çürüdük" dedim.Anlam verememiş boş gözlerle baktın bana.Gözlerimle anlattım,gözlerinle anladın.Anladıkça da ağladın.Montumu giydim, kapıya yürüdüm,çıktım o "biz" in içinden.Kalbimin üşümesi İstanbul ayazından değildi;"Yine olmadı kahretsin" in soğukluğuydu o.Gözyaşlarımı sildim,bir taksi çevirdim ve yalnızlığıma doğru yola koyuldum.
Çok sonra birgün Cihangir'de gezinirken o Pazar kahvaltılarını yaptığımız Cafe'ye çıkardı beni ayaklarım.Seninle o masalarda oturduğumuz günleri hatırladım,tebessüm ettim ve uzaklaştım ordan...
Artık Pazar kahvaltılarına gitmiyorum,artık balığın yanında rakı da içmiyorum.Her seferinde kulaklarımda "Balığı ağlatıyorsun be oğlum" demeni duymama rağmen içmiyorum rakıyı.Sohbetlerimin beyazı yok artık...
Ben seni o Pazar kahvaltılarında bıraktım sevdiğim,şimdi sıra sende, sende beni bırak...

3 yorum:

  1. Fikir şeettirmek ne mümkün :)) yaz cnm sen daima yaz :-)

    YanıtlaSil
  2. kaç yıldır yolcusuyum Yaşar'ın , kaç yıldır birlikte seyahat ediyoruz bu hayatta umrumda değil ve gözüm kapalı gönüllüyüm her defasında biliyorsun...dolup taştı içim ben dudaklarıma en çok yakışan şeyi takıverdim yine :) ve iyiki sözcükler şekillenmiş ellerinde iyiki hislenmiş yüreğinde...iyiki KOCA YÜREKLİMSİN ...

    YanıtlaSil
  3. Gurbette aglattin ya beni:( daima yaz dostum !

    YanıtlaSil

fikir şeettirin:)