5 Mart 2012 Pazartesi

Eşit Paylaşılmayan Suçlar İşlemek






Kahve fincanlarımızla buluşma aralarında sohbetimize devam ediyordu dudaklarımız; sevgilisini ne kadar çok sevdiğini, ne kadar mutlu olduğunu anlatıyordu arkadaşım."Peki hanginiz daha çok seviyor?" dedim. Önce biraz sustu sonra da "Nasıl yani?" deyiverdi sadece.Hep böyle değil midir? İki kişi birbirlerini çok severler ve bir ilişki yaşamaya başlarlar ama biri hep daha fazla sever. Daha fazla önemser, daha fazla sahiplenir, daha fazla kıskanır... Kısacası daha fazla acı çeker. O gün gelip miyadı dolunca ilişkinin, yollar ayrılır ama biri daha zor unutur,biri hep daha fazla yara almıştır çünkü.İlişkisi olmadığı için etrafındaki mutlu insanların aşklarını sabote eden bir provakatör olarak suçlansam da içten içe bana hak verdiğini biliyordum arkadaşımın.Çünkü kendi ilişkisinde daha çok seven taraf oydu ve gerçekler çırılçıplak bırakmıştı tüm bedenini bir anda.Üşüdü,yüzünü ekşitti,kızdı bana.Karton bardaklardaki yarılanmış kahvelerimizi bırakıp kalktık oradan.
Çıplak ve üşüyen arkadaşımla ayrıldıktan sonra bir sigara yakıp Bağdat Caddesi boyunca yürümeye başladım. Yürürken düşündüm yaşadığım eski ilişkilerimi. Kiminde daha çok seven olduğum kiminde ise daha çok sevilen eski ilişkiler. O davudi sesimi takınıp kaç kişiye sakallarımın arasından “Benden daha iyilerini hak ediyorsun” dedim bilemedim.
Yürürken ve kafamdan bu düşünceler geçerken gözüm bir bankanın billboard reklamına ilişti; “Farklı bakış açıları Dünya’mızı zenginleştirir” diyordu reklamda. Hemen altında da sivri topuklu, kırmızı bir ayakkabı. Kimine göre ŞIK OLMAK kimine göre ise ACI ve IZDIRAP tı bu ayakkabı. Bu başarılı bulduğum reklamı da biraz önceki düşüncelerime malzeme etmekte gecikmeyen beynim yine bana işkence yapıyordu. Uyumak için sığındığım çift kişilik yatağımı düşündüm bir anda; bazen dar gelir sevdiğinle nefesleriniz karışırken birbirine o yatak, bazen de kaç dönüm olduğunu hesaplayamazsınız o yatağın. Çok dönüm bir yatağın içinde bir toz tanesi de olabilirsiniz, terden ıslanmış çarşaflara inat yatağa sığamayan tek vücut olmuş iki kişi de… Ama tek vücut olduğunuz gecelerde bile bildiğiniz tek gerçek vardır; bu ilişkide biri daha çok seviyordur, daha çok üzülecektir ve daha çok acı çekecektir. Hiçbir ilişkide eşit paylaşılmaz suçlar. Biri hafifletici nedenlerini alır yanına ve ceza almadan gider, diğeri ise suçlu bulunur müebbete kadar gider sonu…
Yürümekten yoruldum, bir taksi çevirip yoldan evime gittim. Bir şey eksik mi diye gözümle kontrol ettim her şeyi; İçki ve buzlar tamam, sigaram ve dumanı tamam, terk edilmişliklerim ve terk edişlerimde cepte…Bi de Halil Sezai koydum muydu değmeyin keyfime…

2 yorum:

  1. Her ne kadar goreceli de olsa, gozler onundedir cogu zaman kimin daha fazla sevdigi. Bunu en dibine kadar hissederek kac iliski surdurmeye calistim, emin degilim.
    Her seferinde yemin veriyo insan kendine. "verilen deger kadar deger", "nabza gore serbet", "adamina gore muamele". Hikaye.
    Bok gormus kara sinek gibi yapisiyor kalp asik oldugu vakit. O sirada farketmiyo feragat ettiklerini.
    Guzeldi Yasar. Kalemine saglik.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler yorumun için...Bok görmüş kara sinek gibi yapışıyor kalp aşık olunca çok hoşuma gitti...sevgiler...

    YanıtlaSil

fikir şeettirin:)